24 Kasım 2010 Çarşamba

vedA

                    kasım 2010, biLecik
yoL hikayeLeri...
Bilecik-Yenişehir arası yol çok tenha; tek tük araba, traktör ve de at arabası geçiyor...
Yolun cazibesi çok gelişmemiş olmasından kaynakLı...
Veda etmişler bir yere belliki. Nereden geliyor nereye gidiyorLar bilmiyorum. Tek bildiğim aynı yolu kullandığımız, üstelik aynı yöne gittiğimiz...
Fotoğrafın dinamikliği havadan mı, aynı yöne gittiğimizden mi yoksa geniş açı objektiften mi karar veremedim. Hepsi bir arada belki de ondan...


Not: Hızlı şoför olan snL a hayatının enn yavaş sollamasını gerçekleştirdiği için sabrından dolayı teşekkür ederiM.

18 Kasım 2010 Perşembe

kk

konağın kediLeri


                      2009, fatih


Yıllar önce, aynı diLi konuşan insanLarla beraber çaLışıyordum. Ufak tefek fikir ayrılıkları dışında bazen konuşmamıza biLe gerek kalmazdı. Birbirimizi bakışLarımızdan yakalardık. Hayatta hiç bir şey aynı devam etmiyor. Şimdi bir konakta çalışıyorum farkLı disipLinlerle birlikte iç içe... Başlarda zorlandığımı itiraf etmeliyim; benim teknik kafam onların sözeL iş yapma düzenLerine alışmakta zorlandı. Orta bir yol bulundu. Şimdi beraber çaLışmayı  büyük bir zenginLik olarak görüyorum. Düşünün ki; yemeğe gidiyoruz öğlenleri; yanımda yürüyen arkadaşım sağ tarafta gösterdiği tarihi eserin  hikayesini başlıyor keyiflice anlatmaya; kendinizi başka bir hikayeyi öğrenmek için merak halinde buluyorsunuz...

Konağın kediLeri...

Tüylerinin sıcakLığını hissediyor musunuz?

13 Kasım 2010 Cumartesi

mutLu bayramLar....

                            
                                  
             kasım 2010, diLayın buzdolabı köşesi

Benjamin Button gibi olabilsek yaşamımızın bazı zamanLarında...
Özellikle bayramLarda...
Bu birkaç gün içinde çocukluğumuza dönsek; bayramda çocuk olsak, yeni alınan ayakkabımızı yastığımızın altına koysak, sabah ezanla kalksak, namaz dönüşü kurbanı babamız kesse kahvaltıya kavurma yesek...Sonra büyükten küçüğe sıraya girsek ve eLLer öpüLse, harçLık şakaları yapıLsa...
Bu değerLeri kaybetmeden değerini biLsek...büyükLere gitmeyi angarya görmeden hayatın en güzeL birliktelikleri olduklarının farkına varabiLsek....
Bu bayram Benjamin Button olduk. İzninizLe biz memlekete gidiyoruz. Tam da yukarıda anlattıklarımı yapmaya...
mutLu bayramLar....

12 Kasım 2010 Cuma

baL petekLeri

                         Ağustos 2010,Sultanahmet

Duruşuyla, bilgisiyle, giyim tarzıyla aristokrat kökenli olduğundan şüphe duyduğum -ki bu şüpheyi bazen kendisi de duyuyor- sanat tarihçi bir arkadaşım verdi bu fotoğrafın ismini...

Bal petekleri...

Fotoğrafta ritmik, kendini tekrarlayan figürleri seviyorum.

Evet evet huzurlu bir fotoğraf oldu bu...

11 Kasım 2010 Perşembe

rengarenK

                          Ağustos 2010; taksiM
                           
Taksim’ in rengarenkliliğini anlatıyor bu fotoğraf; herkesi, herşeyi içinde barındırıyor. Bir hocam Taksimin açıkhava müzesi olduğunu söylerdi. Kesinlikle hakLı olduğunu düşünüyorum...
Kimbilir;
aynı anda başka bir fotoğrafçı beni de kendi kadrajına dahil etmiş oLabilir...

10 Kasım 2010 Çarşamba

baLo başlıyoooorrr...

Ne zaman canım sıkılsa ya da arayış içinde olsam; kütüphaneden rastgele bir kitap seçer; rastgele bir sayfasını açar ve karşıma çıkan paragrafın o anki ruh halime birebir uygun olduğunu görürüm. İşte fotoğraflarımın ve hikayelerinin de size o etkiyi yapmasını çok isterim. Size mutluluk versin, sizi onarsın... Birlikte yürütelim blogu; içinde fotoğrafın geçtiği herşey olsun...


Yukarıdaki fotoğraf eylüL 2010 da Bursa' da çekildi.Yağmurlu bir yolculuğun ardından tam da yol bitmişken son benzincide... Yağmurdan sonra güneş mutlaka açar di mi?